Ota Benga
16. ve 19. yüzyıllar arasında Afrika'da büyük bir insan talanı yapıldı. Köleleştirilen milyonlarca Afrikalıdan bir olan Ota Benga hayatları zaten dramatik olan bu insanların arasında belki de insanlık tarihine utanç olarak geçecek bir uygulamaya maruz kalmıştır. Afrikalı kabilelerden Chirichiri'lerin bir ferdi olan Ota Benga'nın ismi kendi dilinde "Dost" demektir. Evli ve iki çocuk babasıydı. 1904 yılında Amerikalı misyoner Samuel Philips Verner tarafından Belçika Kongo'sunda yakalandı ve diğer renkdaşları gibi zincire vurularak ve çok zor şartlar altında Amerika Birleşik Devletleri'ne götürüldü.
16. ve 19. yüzyıllar arasında Afrika'da büyük bir insan talanı yapıldı. Köleleştirilen milyonlarca Afrikalıdan bir olan Ota Benga hayatları zaten dramatik olan bu insanların arasında belki de insanlık tarihine utanç olarak geçecek bir uygulamaya maruz kalmıştır. Afrikalı kabilelerden Chirichiri'lerin bir ferdi olan Ota Benga'nın ismi kendi dilinde "Dost" demektir. Evli ve iki çocuk babasıydı. 1904 yılında Amerikalı misyoner Samuel Philips Verner tarafından Belçika Kongo'sunda yakalandı ve diğer renkdaşları gibi zincire vurularak ve çok zor şartlar altında Amerika Birleşik Devletleri'ne götürüldü. 1904 yılında St.Louis Dünya Fuarı'nda çeşitli maymun türleriyle birlikte aynı kafeste "İnsana En Yakın Ara Geçiş Formu" olarak teşhir edildi. 2 yıl sonra New York'taki Bronx Hayvanat Bahçesi'nde birkaç şempanze, bir goril ve bir orangutan ile birlikte "İnsanın Eski Ataları" adı altında sergilendi. Hayvanla insan arası geçiş aşamasını bulma iddiasındaki ırkçı bilimciler, üzerinde çeşitli deneyler yaptılar. Hayvanat bahçesinin evrimci müdürü Dr. William T. Hornaday, bu nadide "ara geçiş formu"na sahip olmanın kendisine verdiği gurur hakkında uzun konuşmalar yapmış, ziyaretçiler de kafese konan Ota Benga'ya sıradan bir hayvan gibi davranmışlardı. Ota Benga, sonunda maruz kaldığı uygulamaya dayanamayarak intihar etti. Piltdown Adamı, Nebraska Adamı ya da Ota Benga... Tüm bu skandallar, evrimci bilim adamlarının kendi teorilerini ispatlamak adına, her türlü bilim dışı yöntemi kullanmaktan çekinmediklerini göstermektedir. Bu durumun bilincinde olarak "insanın evrimi" efsanesinin diğer sözde delillerine baktığımızda ise, yine benzer bir durumla karşılaşırız: Ortada, tümüyle gerçek dışı olan bir hikaye ve bu hikayeyi desteklemek için her yola başvurabilecek bir gönüllüler ordusu vardır.